Doğada ve toplumda yaşam, çoğunlukla bağımsız varlıkların/bireylerin/unsurların değil, birbirine bağlı sistemlerin, ilişkilerin ve etkileşimlerin ürünüdür. İşte bu ilişkilerden biri olan simbiyotik ilişki, hem biyoloji hem de sosyoloji ve politik psikoloji disiplinlerinde karşılığı olan dikkat çekici bir kavramdır.
Simbiyoz, Yunanca “birlikte yaşamak” anlamına gelen symbiosiskelimesinden türemiştir. Biyolojik olarak, farklı türlerin bir arada yaşadığı ve en az bir tarafın bu ilişkiden fayda sağladığı ilişkileri tanımlar. Bu ilişkiler aşağıda belirtilen üç ana başlık altında incelenir:
- Mutualizm: Her iki taraf da fayda görür.
- Parazitizm: Bir taraf fayda sağlarken diğeri zarar görür.
- Kommensalizm: Bir taraf fayda sağlarken diğerine zarar da fayda da gelmez.
Doğadan Örnekler:
- Kelebek ve çiçek: Kelebek çiçekten nektar alırken, çiçeğin polenini başka çiçeklere taşır. Bu bir mutualist ilişkidir.
- Sarmaşık ve ağaç: Sarmaşık, ağacı tırmanarak ışığa ulaşır, ama zamanla ev sahibi ağacı gölgeleyip zayıflatabilir. Bu parazitik bir ilişkidir.
- Denizanası ve palyaço balığı: Palyaço balığı, denizanasının kolları arasında korunur, denizanası bu ilişkiden doğrudan etkilenmez. Bu kommensal bir ilişkidir.
Kaynak: Bronstein, J. L. (2015). Mutualism. Oxford University Press.
Douglas, A. E. (2010). The Symbiotic Habit. Princeton University Press.
Toplumsal Yaşamda Simbiyoz :
İnsan topluluklarında da benzer yapılar gözlemlenebilir. Farklı sosyal gruplar, kurumlar, bireyler ya da liderler arasında simbiyotik ilişkiler kurulur. Ancak bu ilişkilerde dengenin korunması hayati önemdedir.
Toplum ve Siyaset Arasındaki Simbiyoz:
- Karşılıklı Kazanç (Mutualizm): Bir politikacı halkın desteğini kazanarak güçlenir, halk ise temsil edilme ve sorunlarının çözümü için bir mekanizma bulur.
- Dengesiz İlişki (Parazitizm): Ancak bu ilişki tek taraflı bir güç devşirme aracına dönüşürse, halk sömürülür, sistem şeffaflığını yitirir. Politikacı güçlenirken toplum gölgede kalır, zayıflar.
- Görünmez Ortaklık (Kommensalizm): Bazı kanaat önderleri ya da medya figürleri toplumun sorunları üzerinden yükselir ama topluma doğrudan fayda sağlamazlar.
Günümüzden Örnek:
Popülist liderlerin çoğu, kriz zamanlarında halkın korkuları ve umutları üzerine kurulu sembollerle toplumsal desteği büyütürler. Başlangıçta bu bir dayanışma gibi görünse de süreç içerisinde bu destek bir tür “enerji vampirliğ” mekanizmasına dönüşebilir.
Kaynak: Laclau, E. (2005). Populism: What’s in a Name?
Mounk, Y. (2018). The People vs. Democracy. Harvard University Press.
Simbiyozda Dengenin Önemi:
Tüm simbiyotik ilişkiler, karşılıklı denge ve sürdürülebilirlik üzerine kurulmalıdır. Doğada dengenin bozulması nasıl ekosistemleri çökertirse, toplumsal yapılar da dengesiz simbiyotik ilişkiler nedeniyle yozlaşır. Siyaset, medya, sermaye, halk, akademi gibi yapılar arası ilişkilerde simbiyotik bir model sürdürülebilir olmalıdır. Taraflardan biri gelişirken diğeri tükenmemeli, biri güçlenirken diğerinin iradesi gölgelenmemelidir.
Sonuç:
Simbiyotik ilişkiler yalnızca doğada değil, hayatın her alanında varlığını sürdürürler. Bu ilişkileri anlamak, doğanın dengelerini fark etmek kadar, toplumsal yapılarımızdaki adaletsizlikleri ve dengesizlikleri görmemizi de sağlar. Gerçek bir simbiyoz, karşılıklı gelişim ve ortak yaşam ilkelerine dayanır.
Saygı ile
Serdar DURAT
05.07.2025